ÇINAR
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla;
1- Yakın olan kıyamet
zamanı, iyice yaklaştı.
2- Ufuk açıldı,
alametleri belirdi ve sonra ortaya çıktı.
3- Yer yarıldı ve
arzdan bir dabbe çıktı.
4- Dabbe ancak bitki
türlerinden olan bir canlı.
5- Kutsal ruhun
ayrılmaz bir parçası
6- O, Resul’ün
bedenine girdi ve onunla birleşti. Sonra gören bir göz, tutan bir el ve işiten
bir kulaktı
7- O güzel bir
şahitti, sonra bir baktı, inceledi, dinledi ve dile gelip söyledi “Tam olarak
iman etmiyorlar” dedi
8- Resul “Nasıl?”
dedi ve O öğretti, insan’a bilmediklerini ve kalemle yazmayı öğretti.
9- Dedi ki
“Noksanlıktan münezzeh olan ALLAH, tek bir İlah’tır. Ortak koştuklarından
uzak’tır, yüce’dir”
10-
Resul dedi “İşittim ve itaat ettim. Ben teslim olanların ilkiyim. Sonunda
dönüşler, elbette ki alemlerin Rabbinedir. Kuşkusuz alemlerin Rabbi,
noksanlıktan münezzehtir.”
11-
Kalp gördüğünü, kulak işittiğini ve el’de hissettiğini yalanlamadı. Ruh,
bedene aşılandı.
12-
Ey İnsanlar! Size vakti yaklaşan gün, bildirildi. İnsanlar uyarıldı ve
iman edenler müjdelendi.
13-
Söz gerçekleşti ve uyarıcı gönderildi.
14-
Size vaat edilen söz, hak ile yerine getirildi.
15-
ALLAH vaadinden dönecek değildi, “Ol” dedi ve oda oluverdi.
16-
ALLAH, sizin O’ndan istediğinizi gerçekleştirdi. “Bize de gönderilseydi”
dememeniz için gönderdi. Şüphesiz O’nun da sizden istediği inanmanız ve iman
etmenizdi.
17-
O, bir uyarıcı göndermeden zalimce azap edecek değildi.
18-
O, her türlü zalimlikten uzak olduğunu, çok merhametli ve bağışlayıcı
olduğunu apaçık bildirdi.
19-
Ey İnsanlar! O’nun size vaat ettiği ne varsa hepsi gerçektir. Hiçbir vaadinden
dönecek değildir ve ne vaat ediyorsa mutlaka gerçekleşecektir.
20-
O gün gelip çatmadan önce sizden istediğini yerine getirin. Çünkü o gün
gelince, sizden bir şey istenmeyecektir.
21-
Kıyametin şiddetinden gebe kadınlar karnındakini düşürecektir. Çünkü
belirlenen o gün gelmiş ve imtihan sona ermiştir.
22-
Seçip ayırma bitmiş ve yerleştirme zamanı gelmiştir.
23-
İşte o gün, kim ne kazandıysa karşılığı eksiksiz olarak hak ile
verilecektir.
24-
Salihler, Salih olanlarla beraber ve zalimler de zalim olanlarla beraber
diriltilecektir.
25-
Salih olanlar Cennet de ve zalim olanlar da Cehennem’de diriltilecektir.
26-
Şefaat, bütünüyle ALLAH’a aittir. Dilediğini Salihlerle beraber ve
dilediğini de zalimlerle beraber diriltir.
27-
And olsun ki ALLAH’a karşı edindiğiniz şefaatçileriniz de, O’nun
tarafından iki zümreden biriyle beraber diriltilmeyi beklemektedir.
28-
Bir takım şefaatçiler vardır ki onlar, Nebiler, Resuller ve Meleklerdir.
Onların şefaati ise ancak yaşarlarken görüp bildikleri ve tanıdıkları kişilere
ALLAH’tan bağışlanma dilemesiyledir.
29-
ALLAH, onların bu duasını dilerse kabul eder ve dilediğini bağışlar,
dilemezse kabul etmez ve dilediğini rahmetinden uzak kılar. O halde şefaat,
bütünüyle ALLAH’a aittir.
30-
Kim’de şefaati, ALLAH’tan değil de şefaatçilerden beklemişse, o kişi
apaçık bir ziyan içindedir.
31-
ALLAH’tan daha merhametli kimdir? O, merhametlilerin en
merhametlisidir.
32-
ALLAH'tan başka şefaatçi edinen kimsenin durumu, gövdesi sağlam dev bir
çınar ağacında çürük bir dal'a tutunmuş kimsenin durumu gibidir. Öyle ki o
kimse, çürük dal'a biraz ağırlığını verince, tepesi üstü yere çakılıverir. İşte
ALLAH'tan başkasından şefaat bekleyen kimsenin durumu da tıpkı bunun gibidir.
Gövdesi sağlam dev bir çınar ile çürük bir dal’ın durumu birbirine denk
değildir.
33-
Günahları sadece ALLAH bağışlayabilir. O, çok merhametlidir.
34-
O, rahmet hazinelerinin sahibidir. O’nun merhameti inanan kulları
üzerine çok geniştir.
35-
Çıkmakta olan can köprücük kemiklerine dayandığı zaman, kişinin
defterinin sağından mı yoksa solundan mı verileceği apaçık bellidir.
36-
İşte o zaman, defteri solundan verilene Cehennem’e atılacağı bildirilir
ve defteri sağından verilene ise Cennet’e gireceği müjdelenir.
37-
Doğrusu Rabbin, hesabı çabuk görendir.
38-
O gün, sevinç ve mutluluk içinde olanlar, kuşkusuz ki defterleri sağ
taraflarından verilmiş olan kimselerdir.
39-
Defterleri sağ tarafından verilmiş olanlar, çok bağışlayan ALLAH'ın,
onların hiç ummadıkları günahlarını bile örtüp bağışladığını ve O’nun gerçekten
de çok bağışlayan, rahmeti çok geniş olan olduğunu göreceklerdir.
40- Ne mutlu defterleri sağ tarafından verilmiş
olan kimselere! Onlar, Cennetliklerdir.
41-
O gün, hüsran ve korku içinde olanlar, kuşkusuz ki defterleri sol
taraflarından verilmiş olan kimselerdir.
42-
Defterleri sol taraflarından verilmiş olanlar, her şeyden haberdar olan
ALLAH’ın, onların hiç ummadıkları günahlarını bile sayıp ortaya çıkardığını ve
gizli saklı demeden bütün günahlarının apaçık önlerine getirildiğini
göreceklerdir.
43-
Vay haline o defterleri sol tarafından verilmiş olan kimselere! Onlar,
Cehennemliktir.
44-
Bir takım kimseler vardır ki ağızları inandığını söylediği halde
kalpleri ağızlarının söylediğini yalanlayan kimselerdir. İşte onların ağızları
mühürlenir ve yaptıklarını elleri anlatacak ayakları ise şahitlik edecektir.
Elleriyle yaptıkları da ellerinin yaptıklarına ayaklarının şahitlik etmesi de
sol taraflarından verilen kitabın içindedir.
45-
Bir takım kimseler de vardır ki kendileri için tartılar kurulmayacak,
suçları sorulmayacak ve doğrudan cehennem’de diriltileceklerdir.
46-
İnananlar, sadece kendilerini yaratan, yeniden diriltecek olan ALLAH’a
güvenenler ve yalnız O’na kulluk edenlerdir.
47-
O ALLAH ki her şeye gerçek ile kadir’dir. Dünya'yı kendi etrafında
döndüren, kendi etrafında döndürürken Güneş’in de etrafında döndüren, Ayı, hem
Dünya'nın hem de Güneş’in etrafında döndürürken, Güneşi de kendi ekseni
etrafında döndürendir.
48-
Kim, ALLAH ile arasına bir aracı koyarak yakınlaşacağını zannediyorsa,
bu, ancak kendisini O’ndan uzaklaştıracaktır. O’na karşı aracı edinmek ancak
ortak edinmek anlamına gelir.
49-
O, size şah damarınızdan bile daha yakın olduğunu bildirmişken, sizin
O’na karşı aracılar edinerek kulluk etmeniz olacak iş değildir.
50-
Aracılardan veya diğer ortak koştuklarınızdan, sizi yaratacak ve sonrada
yeniden diriltecek kimdir?
51-
ALLAH yaratır, yaratmayı devam ettirir, öldürür ve yeniden diriltir.
O’na ortak koştuklarınızda ALLAH tarafından yeniden diriltilmeyi
bekleyenlerdendir.
52-
O’na ortak koştuklarınıza bir bakın, aralarında dua ettiğinizde sizi
işitip duanıza icabet edebilecek hangisidir? ALLAH sizi işitir, bilir ve
duanıza icabet edicidir. O, ölmeyendir, daima diri’dir.
53-
ALLAH’ın elçilerini birbirinden ayırmayın ve birini diğerinden kayırmayın!
Bu, onların tümüne inanmış olmanızın bir gerekliliğidir.
54-
Eğer nefsiniz sizi kötü bir işe sürükleyip günaha sokacak olursa,
yaptığınız günaha bir kılıf uydurmaktan çekinin, büyüklük göstermeyin ve
Rabbinizden samimiyet ile bağışlanma dileyin! ALLAH’tan bağışlanma dilemenizin
ilk şartı, işlediğiniz günahın kötü bir iş olduğunu kabullenmektir, itiraf
etmektir.
55-
Kim, “Nasıl olsa ALLAH affeder” diyerek günah işlemişse, o mutlaka
şeytan’ın adımlarını takip etmiştir. Sizi ALLAH’ın merhametine güvendirerek
günah’a sürükleyen şeytan’dan başkası değildir.
56-
ALLAH’ın rahmetine güvenerek günah işlemediğiniz gibi, O’nun rahmetinden
de ümidinizi kesmeyin! O’nun rahmetinden azgınlardan başkası ümidini
kesmemiştir.
57-
Güzel ve temiz olanlar size helal’dir. Güzel ve temiz olanlar, Dünya’da
da Ahirette de müminlerindir.
58-
Dilediğiniz gibi yiyin için ancak israf etmeyin, çünkü ALLAH israf
edenleri sevmez! Yeme içme de size belirlenen sınır, israf etmemenizdir.
59-
Yiyip içtiğiniz nimetlere şükredin ve çalışıp kazandığınızdan yoksulun
payını verin! Ne verirseniz verin, verdiğiniz, ALLAH’a ulaşmaz ve O’nun
verdiğinize bir ihtiyacı da yoktur, Gani’dir. Ancak O’na ulaşan takvanızdır.
ALLAH’ın nimetlerine şükretmeyen ise O’na ancak şükürsüz davranarak nankörlük
etmiştir.
60-
Ne kadar bilmiş olursanız olun ancak kendinizi yeterli görmeyin!
Kuşkusuz kendini yeterli gören azar ve bir bilenin üzerinde bir bilen mutlaka
vardır. Her şeyi bilen ise Ulu Bilge olan ALLAH’tır, Müstağnidir.
61-
Haramlardan kaçının ve ALLAH’tan sakının! Gözlerini haramdan çevir
demek, harama el uzatma demektir.
62-
O, şüphesiz örtünmeyi bildirmiştir. Ancak size ne oluyor da insanların
giyimlerine ve dış görünüşlerine bakarak “ALLAH bunlara bir iyilik
indirmemiştir” diyerek onları dışlıyor ve hor görüp hakir bakma hakkını
kendinizde buluyorsunuz? Yoksa size bunu ALLAH’mı emretti yahut O’nun katından
olan açık bir deliliniz mi var? İnsanlar arasında nice örtünmeyenler vardır ki
nice örtünmüş olandan, ALLAH’a olan takva’da öne geçmiştir.
63-
Ey İnananlar! Size bir misal verildi, şimdi ona kulak verin ve eğer bilenlerdenseniz
söyleyin! Bilgisizce Rabbine ortak koşan, her türlü kötü işler de yarışan,
iyilik yapmayan, engel olan, günahlardan sakınmayan, sakınmaya yanaşmayan, zina
yapan, zikirden uzak yaşayan ve namazı da kılmayan ancak sadece örtünmüş olan
mı daha hayırlıdır? Yoksa Rabbine her türlü ortak koşmaktan sakınmış olan, her
türlü iyi işler de yarışan, iyilik yapan, vesile olan, günahlardan sakınan,
sakınmaya çalışan, zina yapmayan, zikir ile yaşayan ve namaz kılan ancak sadece
örtünmemiş olan mı daha hayırlıdır? Bu
ikisinden hangisi ALLAH’a olan takva da diğerinden daha öndedir? İşte böyledir,
ALLAH bilir, siz bilmezsiniz!
64-
ALLAH’ın bağışlamayacağı tek günah, ortak koşulmasından başkası
değildir. O’nun rahmet hazineleri yanınızda olsaydı, bitecek korkusuyla
cimrilik ederdiniz. Ancak alemlerin Rabbi cömerttir, rahmeti geniştir ve bitip
tükenmeyendir.
65-
Din’de zorlama yoktur. O halde kim bir kadını istemediği halde örtünmeye
zorluyorsa bilsin ki ancak zorbalıktır, zalimliktir. Örtünen ancak kendisi için
örtünmüştür. Kuşkusuz her birine seçenek verilmiş ve bir tanesini seçmeleri
istenmiştir. Kimse bir başkasının günah yükünden sorumlu değildir. ALLAH
zalimleri sevmez ve her türlü zalimlikten, zorbalıktan münezzehtir.
66-
Eğer bu konuda bir rahatsızlık duyar yahut sıkıntı çekerseniz, inanan
erkekler inanan kadınlar ile evlenmeden önce bu konuyu göz önünde
bulundurmaları gerekir.
67-
İnanan erkek ancak inanan bir kadınla, ortak koşan erkek de ancak ortak
koşan bir kadın ile evlenir.
68-
İnanan bir erkeğin, ortak koşan bir kadınla evlenmesi kendisine helal
değildir.
69-
İnanan erkeğin ve inanan kadın’ın, eş adaylarını seçerlerken ALLAH’ın
tarif ettiği inanmış ve salih kişilerden seçmeleri kendileri için en hayırlı
olanıdır. İki inanmış olan Salih insan’ın bir araya gelip evlendiği evlilikler,
sevgi, saygı, güven, hoşgörü ve nezaket çerçevesi içerisinde sürüp gidecek olan
en güzel evliliklerdir. O, ne güzel evliliktir.
70- Salih
kadın ile Salih olmayan kadın bir değildir. Hiç iyi ile kötü bir olur mu?
Kadınlardan niceleri vardır ki, onlar kötülerdendir. Erkeğine karşı isyankar ve
itaatsizlerdir. İtaat demek, sadakat demektir. İtaat, bağlılıktır. Onların
itaatsiz davranmaları saygısızlığı getirir ve itaatsizlikle gelen saygısızlık
bir süre sonra yerini aldatma ile gelen zinaya dönüştürecektir. Erkeği
Salihlerden olduğu halde, itaat etmeyen, onu umursamayan, söylediklerini
değersiz gören ve saygısızlık gösteren bir kadından ne yapması beklenir? İşte
kadınlara vurma hakkındaki fetva da böyle kadınlar içindir.
71-
Onlara vurmak ilk çare olarak değil, son çare olarak verilmiştir. Önce
güzellikle öğüt vermeniz, öğüt ile uslanmadıkları takdir de yatakta yalnız
bırakmanız şayet yine uslanmazlar ise vurmanız bildirilmiştir. Bunlar, ALLAH’ın
belirlediği sınırlardır. Ne öğüt vermeden önce sınırı aşıp yatakta yalnız
bırakmanız nede yatakta yalnız bırakmadan önce onlara vurmanız size helal
değildir. Durumlarını düzelttikleri takdir de artık onlara karşı bir yol
aramanız da size helal değildir. Kim de ALLAH’ın belirlediği sınırları aşacak
olursa, o günaha girmiş ve kendisine yazık etmiştir.
72-
ALLAH’ın emrettiği şekilde yapmak, sizi büyük ölçüde başarıya
ulaştıracak olan en güzel yol ve en güzel emirdir. O, önce iyilik, güzellik ve
merhamet yolunu seçmenizi istemiştir. O, çok merhametlidir. O’nun dini zulüm ve
zorbalık değil, şefkat ve merhamet dinidir.
73- Adem’de
insandır, Havva’da insandır. Kim, bir kadını veya erkeği bir can karşılığı
yahut yeryüzünde bozgunluk çıkartma dışında öldürmüşse, şüphesiz o kişi bütün
insanlığı öldürmüş gibidir. Kim de yaşatırsa, bütün insanlığı yaşatmış gibidir.
74- Vereceğiniz
zaman zekatın ölçüsü, ihtiyaçtan fazlasını sarf etmektir. Biriktirmek haram
değildir ancak doğru olan biriktirdiğinizden ALLAH yolunda infak etmenizdir.
Kim ne vermişse ancak kendisi için vermiştir.
75- ALLAH, sizleri
bu Dünya'ya imtihan etmek için gönderen ve peşinizden de Nebi ile Resullerini
gönderip doğru cevaplarını bildirendir. Umulur ki O’na şükredersiniz. O’na
yaptığınız hiçbir şey gizli değildir. Yapılandan haberdar olmaya hakkıyla
kadir’dir. O, her şeyi çok iyi bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder