EMİR
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın
adıyla;
1- Hamd, ceza
gününün Malikine, Selam’da seçkin kıldığı kullarınadır.
2- Hiç kuşkusuz sen,
gönderilenlerdensin.
3- Doğru yol
üzerindesin.
4- Yoldan çıkan
topluluğu, azap’tan önce uyarmak ve ALLAH’ın yoluna ulaştırmak için gönderildin.
5- Azabın vakti
yaklaşmadıkça, Rabbin içlerinden uyarması için birini gönderecek değildi. Ancak
süresi tayin edilen o vakit, yakınlaştıkça yakınlaşmıştır.
6- Her kişi için
belirlenen bir süre olduğu gibi, her toplum için de belirlenen bir süre vardır.
7- O halde gemiyi
yap, sana gelmiş olanın Nuh'a da geldiğinden ve Nuh’un yaptığı geminin, senin
bildirdiğinden bir farkı yoktur. Nuh’a
vahyettiğimiz, kuşkusuz senin içinde geçerlidir. Zalimler için Bana başvurma ve
cahillerden olma!
8- Kuşkusuz sana
gelmeden önce, kitap nedir iman nedir bilmezdin. ALLAH, hidayet etmeseydi asla iman
edeceklerden de değildin. Hamd, doğru yola eriştiren ALLAH’a dır. O, dilediğini
seçer ve doğru yola eriştirir.
9- Sapkınlara
gelince, onları ne sen saptırdın nede senin yaptıkların, ataları saptı ve
kendilerinden sonra gelenleri de saptırdı.
10- Kendisine doğru
yol apaçık gelmişken, kendisine gerçek gelmişken, onu yalan sayandan ve
kendisine gelen gerçekten yüz çevirenden daha zalim kimdir?
11- And olsun ki seni
göndermeden önce azapla yakalamış olsaydık “Bize de bir uyarıcı gönderilseydi
de, uyduğumuz yolun yanlış olduğunu anlasaydık ve ayetlerine iman etseydik
Rabbimiz” derler ve kendilerine haksızlık edildiğini iddia ederlerdi. Rabbin,
haksızlıktan münezzehtir, merhametlidir.
12- ALLAH kendisine
ortak koşanları, başka ilahlar arayıp edinen kimseleri, doğru yola eriştirecek
değildir. İnsanlar, bilgisizce ortak koşup dururlarken, nasıl doğru yola
eriştirebilir?
13- O, zalim de değildir, herkes ancak kendi yapıp
ettiğinin cezasını çeksin istemiştir. Adil’dir.
14- Doğrusu mükafat
bakımından da ceza bakımından da Dünya hayatı, her türlü ekine hazır verimli
bir toprak gibidir.
15- İyilik ekenler
iyilik ve kötülük ekenler de ancak ektikleri kötülükleri biçeceklerdir.
16- Vahyin ne
olduğunu soracak olurlarsa, vahiy, Rabbin tarafından verilmiş olan bir
ilim’dir, bilgidir. Rabbinin sevgisi, rahmeti ve lütfu çok geniştir. O, ilmini
arttırır, öğretir.
17- O, daima iyilikten ve güzellikten yana olan, suçlulardan
ise adaletiyle intikam alandır.
18- Rabbin, geceye de
gündüze de tanıktır. O’nun azabı, zalimlerden uzak değildir. Her topluma
içlerinden mutlaka bir uyarıcı göndermiştir. Her toplumda kendilerine gelen
uyarıcıyı yalanlamıştır. Ama yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak!
19- Geceyi izleyen
gündüze yemin olsun ki, gönderilenler de, gönderdiklerimiz de, hesaba
çekileceklerdir.
20- İnsanlara,
Rableri katından hangi yeni uyarı gelmiş olmasın ki, alaya alıp yüz çevirmiş
olmasınlar. O, her topluluğa içlerinden anlasınlar diye, kendi dillerin de bir
uyarıcı seçip gönderendir.
21- Resul’ünü,
İslam’ı bütün dinlere üstün kılmak üzere gerçekle gönderen ALLAH’tır. O,
Halim’dir.
22- Gönderdiğine
yapılan iyilik, O’na yapılmış sayılır.
23- Gönderdiğine
yapılan kötülük de O’na yapılmış sayılır.
24- Gönderdiğine iman
etmek, O’na iman etmektir, inkar etmek de O’nu inkar etmektir.
25- O’nun ne yapılan
iyiliğe ne kötülüğe ne iman’a nede inkar’a bir ihtiyacı yoktur. Gani’dir. Bu,
sadece bir denemedir. O’na ulaşan yaptıklarınız değil, takvanızdır.
26- Bu, imtihanların
en güzelidir. Mükafat bakımından da ceza bakımından da en yüksek payedir.
27- Kuşkusuz O, her
şeyden çok iyi haberdar olan, kullarının yaptıklarını çok iyi bilen ve çok iyi
görüp gözetendir. O, sana da, senden
öncekilere de böyle vahyetmiştir.
28- İşte bunlar, sana
verilen kitabın hikmetli sahifeleridir.
29- Ey İnsanlar!
Hepinizin Rabbi, yerleri, gökleri ve ikisi arasında bulunanları yaratan
ALLAH’tır.
30- Gerçek, ALLAH’tan
gelendir. Kim O’nun indirdiği gerçeklerin dışındakini din edinmişse, and olsun
ki ALLAH’tan başka ilah edinmiştir. Hepinizin Rabbi, bir’dir, tek’tir.
31- Din’e uymanızı
emreden ALLAH’tır. O, tek bir İlah’tır.
32- Din, yalnız
ALLAH’ın indirdiğidir. Geri kalanı uydurmadır, sapıklıktır.
33- Baldırların
açılıp korkudan dizlerin birbirine karışıp titreyeceği gün, baba oğlunu, oğul
da babasını tanımayacaktır. O gün, oğul baba’yı ve baba’da oğlu suçlayacaktır.
Liderler toplumlarını, toplumlar liderlerini, puta tapanlar taptıkları
putlarını ve putlar da kendilerine tapanları suçlayacaktır.
34- O halde siz,
yalnız Rabbinizden size indirilene uyun ve yalnız ALLAH’a güvenip dayanmış
olarak huzura gelin. İnananlar, yalnız tek ALLAH’a güvenip dayananlardır.
35- ALLAH, size
şefaatçi olarak da, dost olarak da, yardımcı olarak da fazlasıyla yeterlidir.
O, her türlü noksanlıktan münezzehtir.
36- ALLAH buyurdu “Ben
onlara çok yakınım. Bana dua ettiği vakit, dua edenin dileğine karşılık
veririm. O halde Benim davetime uysunlar ve Bana inansınlar ki doğru yolu
bulsunlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder